“Müdürlükte
görev yapan tüm personelin, lojmanlarda ikamet eden subay astsubay ve aileleri
ile bunları ziyarete gelen misafirlerin ve iş takibine gelen şahısların türban,
çember sakal, topuklara kadar uzanan pardösü vb. ideolojik amaç simgeleyen çağ
dışı kıyafetler ile fabrika müdürlüğe girmesine ve komutanlık içerisinde
gezmesine müsaade edilmeyecektir.”
Ne oluyoruz
yahu?
Hayırdır,
inşallah?
Gürcan bey
kafayı mı yedin?
Yok yok,
kafayı yemiş falan değilim. Ne ben ne de başka herhangi biri kafayı yemiş
değil.
Peki, bu 28
Şubat yazısı da neyin nesi, o halde?
Hemen
açıklayalım: Kayseri 2'nci Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun, 6
Eylül'de bir emir yayınlıyor. Emir içindeki bir maddede yukarıda belirttiğim
ifadeler yazılmış.
Tabii ki
doğal olarak, bu skandal emirle ilgili Millî Savunma Bakanlığı hemen soruşturma başlatmış.
Emirle
ilgili gelen tepkiler üzerine, Albay İlhan Coşkun "sehven imzaladım"
diyerek, geri adım atsa da Bakanlık tarafından açığa alınmış.
Albay
Coşkun'un 2011 yılında yayımlanan emri yenilediği ortaya çıkarken; Bakanlık,
Coşkun'u görevden alarak, hakkında soruşturma başlatmış.
Bu skandal emrin,
6 Eylül'de yayımlandığını belirten Büro Memursen Kayseri 2 Nolu Şube
Başkanı Talip Şahin: "Aslında, bu emir 2011 yılında
yayınlanmış. Albay İlhan Coşkun aynı emri yeniliyor. Çarşamba günü de sehven
imzaladım diyerek inkâr ediyor”, şeklinde beyanat vermiş. İlave olarak, “cuma
akşamı da sayın bakanımız kendisini açığa aldı. Albay İlhan Coşkun kamikazelik
yapıyor. Uyanan hücreler yavaş yavaş uyanıyor. Danıştay sakalı kılık kıyafet
yönetmeliğinden çıkardığı halde sakal tıraşı olacaksınız diye personeli
zorlayarak kanuna aykırı davranıyorlar. Bu şekilde keyfi uygulama yapıyorlar.
Seçim yaklaştıkça 28 Şubat zihniyeti hortluyor. Kayseri'deki durum bunun en net
göstergesi. Her seçim döneminde eski zihniyet alışkanlıklarını tekrardan her
alanda göstermeye başlıyor" diye konuşmuş.
Haber ve
hadise bu şekildedir.
Şimdi, biz
bu olay üzerinden tahlilimizi yapalım.
Yıllarca,
Personel Şube Müdürlüğü yapmış, bir personel subayı olarak şunu ifade
edebilirim ki; evet Personelciler genellikle yeni emir kaleme almazlar, aynı
konuda yazılmış olan eski emirleri arşivden çıkartıp, ufak tefek değişiklik ve
tarih düzelterek tekrar yayınlarlar.
Yani, 2011
yılındaki yayınlanmış olan emri tekrar yayınlaması doğrudur.
Bu durumda
skandala sebebiyet veren kişi, Personel Şube Müdürüdür. Personel Şube Müdürü de
açığa alınmalı ve soruşturmaya dahil edilmelidir!
Lakin, Albay
Coşkun çok iyi bilir ki; “Bir Komutan yaptığından ve yapamadığından sorumludur”.
Bu demektir ki; “sehven imzaladım” demesi, kendini kurtarmamaktadır. Bir
komutan yayınlayacağı hiçbir emri okumadan imzalayamaz! İmzalıyor ise; zaten
komutanlık vasfı yok demektir, derhal emekli edilmeli!
Okumuş da
dikkatinden kaçmış olabilir mi?
Elbette, bir
insan olarak bu da olabilir. Lakin, koskoca 28 Şubat döneminin yaşandığı,
binlerce insanın mağdur edildiği, hala yaraların kurumadığı, o vahşet günlerini
hatırlatırcasına; bugün böyle bir emir imzalanıyorsa, bunun da hesabı mahkemede
sorulmalıdır. Unutmayalım ki; 28 Şubat post modern darbesini yapan BÇG
çetecileri yargılandı, hapse mahkûm edildi, rütbeleri söküldü, er olarak biri
hariç, diğerleri hapiste çürümeye devam etmektedirler.
Böyle bir
emir okuyunca, bizim aklımıza şöyle bir sual gelmez m? Bu albay acaba BÇG
çetecilerinin arta kalan kripto elemanlarından biri midir?
Bu husus,
bağımsız ve tarafsız hakimlerimiz tarafından sorgulanarak, açığa
çıkartılmalıdır.
Ayrıca,
bugün muhalefet partilerinin bile eskiye artık dönüş olamayacağını; başörtüsü
sorunumuzun kalmadığını açıkladığı bir zamanda, bu albay neyin peşindedir? Bu
konu da araştırılmalıdır.
Ayrıca,
Milletimizin ordusu, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içerisinde hala bu
tür din düşmanı, çağdışı, bağnaz, örümcek kafalı, köhneleşmiş darbeci
zihniyetler kalmış mıdır? Bunun da araştırılması detaylı bir şekilde yapılmalıdır.
Milli birlik
ve beraberliğimize suikast yapan, halk düşmanlarının o şerefli üniformayı
giymeye hakları yoktur.
Sayın Milli
Savunma Bakanımızdan istirham ediyoruz, lütfen bu hadiseyi bir alarm olarak
kabul ederek; TSK’leri içerisinde sinsi bir şekilde, kendini gizleyerek, hain
bir kalkışmanın özlem ve hayaliyle planlar yapmaya çalışan kriptolar kalmış mı,
araştırın ve temizleyin.
Sayın
Cumhurbaşkanımızdan istirham ediyoruz, hain darbecilerin ağız sularını akıtan
mevzuat eksikliklerimiz varsa lütfen bir an önce gerekli düzenlemeleri
yaptırtın.
Allah,
Devletimizi Milletimizi ve ordumuzu hainlerden ve darbecilerden muhafaza
eylesin.
Gürcan Onat,
19.09.2022, 16.00, Fatih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder