23 Aralık
Cumartesi günü akşamı Akit TV'de, Muharrem Coşkun'un "Kırmızı Masa"
Programına konuk olduk.
Programın
ana konusu, Tuzladaki Cuntacı Teğmenler Meselesiydi.
Malum çevre
konuyu her zamanki gibi çarpıtma ve saptırma derdiyle, yalan yanlış programlar
yapıyorlar ve Atatürk'ü sopa gibi kullanarak, dindarları baskı altına almaya
çalışıyorlar.
Aşağıda
linkini koyduğum programda bugüne kadar yapılan tezviratlara yeterince açık ve
net cevaplar verdiğimizi düşünüyorum.
Hala, sakız
gibi mülakatları SADAT'ın yaptığını dillendiren art niyetli zevat umarım artık,
bu gevişi getirmekten vazgeçer.
Son kez
yazmış olayım; SADAT diye söz ettikleri kişi, ben yani Gürcan Onat'tır! Evet,
ben mülakatlara katıldım. Lakin, kafalarının basmadığı konu, ben orada
koordinatör idim. Bunun anlamı şu ki; mülakatlara giren kişi değildim. Mülakatların
işleyişini yürüten kişiydim. Daha açık yazayım; odalarda mülakatlar yapılırken
ben dışarıda, diğer muvazzaf koordinatörlerle birlikte ayrı bir odada bekleyen
kişiydim. Mülakatlara giren kişiler MSB'lığı tarafından belirlenmiş kişilerdi.
Ki, bu kişiler toplamda 250 kişiyi bulmaktadır. Mülakatları SADAT yaptı diyen müfteriler
aslında, bir anlamda, bu 250 kişiye hakaret etmektedir. 35-40 arasında komisyon
kuruluyordu. Her bir komisyonda 5 üye oluyordu. Birincisi: Başkan MSB'lığında
Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı veya Daire Başkanlarından müteşekkildi.
İkincisi: Emekli Subay/Astsubaylardı. Üçüncüsü: Bakanlıklarda görevli
müfettişlerdi. Dördüncüsü: Muvazzaf Subay/Astsubaylardı, üniformaları ile
katılıyorlardı. Beşincisi: MEB'lığından ve Hastanelerden çağırılan
psikologlardı. Her üyenin verdiği notların aritmetik ortalaması alınıyor,
adayın mülakat notu belirleniyordu. Toplamda 250 kişiyi bulan bu mülakatlarda 1
kişi, mülakatlara katılmış olsa bile; ne kadar etkili olabilir, Allah rızası
için söyleyin? Hiç kimsenin kendi ideolojik kavgası için bu 250 saygıdeğer kişiyi
aşağılamaya hakkı ve yetkisi yoktur. Eğer hala anlamayanlar varsa lütfen zekâ
kontrolü yaptırsın.
Kalkışmadan
sonra yapılan bu alımlarda MSÜ'ne tarikatçı ve cemaatçiler kesinlikle
alınmadılar. Mülakatları yapan görevliler son derece hassas ve dikkatli
davranmıştır. Eğer alınmış olsaydı; şimdiye kadar delili ve belgesi ile çoktan
patlamış olurdu; zira o görevliler içerisinde her düşünce ve zihniyette hatta
kendisini farklı siyasi partilere yakın hisseden kişiler vardı! Ufak tefek
görüş ayrılıkları, farklı değerlendirmeler oluyordu. Biz, devreye giriyor orta
noktada, uzlaşma zeminini buluyorduk. Bu, zaten işin sağlığı açısından normal
olandı.
Peki, bu
cuntacı teğmenler nasıl oluşmuştur?
Televizyon Programında
zaman yetmedi, her şeyi anlatamadık.
Çok açık ve
net olarak ifade ediyorum ki; Kara Harp Okulunda derin bir yapılanma seziyorum!
Mülakatlardan
geçen çocuklar pırıl pırıl Anadolu evlatlarıydı. Ne olmuş ise; Kara Harp
Okulunda bunların eğitim ve öğretimi sürecinde olmuş!
Acilen, Kara
Harp Okulunda müfredat incelenmelidir. Özellikle askeri dersler nelerdir? Bu
derslere giren emekli subaylar kimlerdir? Bu dersler esnasında öğrencilere
neler anlatılmıştır?
Mağdur olan
teğmenin avukatı ile görüştüm; cuntacı teğmenlerin whatsapp yazışmalarında,
dışarıda bazı emekli subay ve generallerle görüştüklerine dair ifadeler
bulunmaktaymış. Bazı Siyasiler ile irtibat halinde oldukları geçiyormuş. Konu
mahkemeye intikal ettiğinden, dava sürecinde daha fazla söz söyleyemiyoruz.
Avukatlarından şunu da duydum; Yeni Şafak gazetesinin yayınladığı whatsapp
yazışmaları, olanın az bir kısmı imiş, daha gerisi de varmış.
Bir teğmen,
devre arkadaşına karşı; onu öldürecek, siyanürle zehirleyecek, kılıçla kesecek
kadar nasıl düşman haline getirilip, kinlendirilebilir? Kuzey Irak'ta yanına
düşerse teröristten önce kendisi gebertecekmiş! Tıpkı, Balkan bozgunumuz gibi!
Tarihten ders almamışız!
Durum vahim!
Kara Harp Okulunda bu çocukların zihinlerini iğfal edenler, kin ve nefret tohumları
ekenler kimler? Cuntacı teğmenler kimlerle irtibat halindeler? Acilen inceleme başlatılmalıdır.
Fotomontajla,
Kâbe’nin üzerine Atatürk resmi oturtup, bunu whatsapp gruplarında nasıl
paylaşabiliyorlar? Atatürk eline fotomontajla silah verip, karşısına
Cumhurbaşkanımızı hedef olarak koymak, nasıl bir zihniyettir? Nefret ettikleri
kişileri Atatürk büstüne secde ettirmek ne demek? Kara Harp Okulunda pagan
eğitimi mi veriliyor?
Acilen,
müfredat içerisine; Darbeler Tarihi, Demokrasi, İnsan Hakları, İslam Akaidi
dersleri konulmalıdır!
Son olarak
açık ve net olarak ifade ediyorum: Bu yaşananların proje olduğunu düşünüyorum.
Askeri vesayeti canlandırmanın ilk adımıdır. Operasyon yapmak isteyen darbeci
odak, Atatürk karşıtı diye birisini damgalayıp olay çıkarmak için tuzak kuruyor.
Üst rütbelilerden destek almadan sadece teğmenler organize olamaz. Namaza
özgürce gitmenin önünü kesmek için korku uyandırıp askeri vesayeti hortlatmak
istiyorlar. Namaz kılanlar Atatürk düşmanıdır önyargısını pekiştirme planları
var! Üst rütbeliler namaza giden kişileri destekleyen adımlar atmazlarsa bu
durum büyür. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları harp okullarında ve
piyade okulunda cuma namazı kılarsa oyun bozulur.
Ordumuz,
milletimizin gözbebeğidir.
Geçmiş
yıllara dönmeye tahammülümüz yoktur.
Dünyada
önemli gelişmeler olurken; bizi aşağılık hile ve oyunlarla meşgul ederek,
birbirimize düşürmelerine izin veremeyiz!
"Hakkıdır,
hür yaşamış, bayrağımın hürriyet
Hakkıdır,
Hakka tapan milletimin istiklal"
Gürcan Onat,
26.12.2023, Fatih
https://www.youtube.com/watch?v=oVKi6mGj-Nw