18 Temmuz 2025 Cuma

GERÇEK TARİHİMİZİ ÖĞRENME YOLUNDA KARARLI KÜÇÜK ADIMLAR-2 (HALİDE EDİB ADIVAR)

Münevver Ayaşlı’nın “işittiklerim gördüklerim bildiklerim” isimli hatırat nev'indeki eserinden*, Halide Edib Adıvar hakkında yazdıklarıyla devam edelim:

“Halide Edib, İstiklal harbinde iki roman yazmıştı: “Ateşten Gömlek” ve “Vurun Kahpeye”. Ateşten Gömlek kıymetli bir eser değildi, yalnız adı güzeldi, zira Anadolu hakikaten ateşten gömlek içinde idi.

İkinci romanı “Vurun Kahpeye” hakikaten çok mühimdi. Zira, zafer elde edildikten sonraki rota ve tandans gösteriliyordu. Din düşmanlığı, fanatizmi, tutulacak sakat yolun önderliğini bu kitap yapıyordu.” (Gördüklerim, işittiklerim, bildiklerim, sayfa:87)

“Atatürk’ün ölümünden sonra Halide Edib – Adnan Bey memlekete avdet ettiler. Adnan bey artık erişilmez bir ilim adamı kisvesinde idi. Dinler hakkında eserler de yazıyordu. Adnan beyin kitabını okuyan Refet Paşa: -“Biz Halide hanımı Müslüman ettik zannediyorduk, meğer Halide Hanım Adnan beyi Yahudi etmiş” demişti." (age. Sayfa: 88)

Bu cümleleri okuyunca doğal olarak irkildim; Millî Mücadelenin meşhur kadını da mı Yahudi’ymiş. Biraz araştırdım, meğer baba tarafından Yahudi imiş.

Şalom Gazetesi yazarı Tilda Levi de Halide Edip Adıvar’ın babasının Yahudi olduğunu yazmış. Levi’nin, İpek Çalışlar’dan naklettiğine göre; “Selanik kökenli Edib Bey, Bursa’da yaşamış, sonra İstanbul’a yerleşmiş. Yahudi olan Edib Adıvar 25-30 yaşlarında Müslüman olmuş.” **

Şöyle düşünülebilir: - Ne olmuş Yahudi olmuş ise; bundan ne zarar gelebilir ki?

Özellikle Osmanlının son dönemlerinde, devlet mekanizmasında, bürokratlar içerisinde Yahudileri çok görmekteyiz; Yahudiler de Ermeniler, Rumlar gibi Osmanlı’da Devleti aliyenin tebaalarıdırlar.

Zaten, Halide Edib’in babası da Müslüman olmuş. Ayaşlının ifadeleriyle; “saraya mensup küçük bir memurdu. Yani Yıldız’da ufak, fakat uzun süren bir memuriyet hayatı vardı.” (Age. Sayfa: 81)

Şahsen, benim için de Halide Edib’in etnik kimliği cihetiyle Yahudi kızı olmasından ziyade, ülkemiz için yaptıkları daha önemlidir.

Ayaşlı hatıratında şunları yazmış: “Kızı ise saraya karşı idi. Türkçü ve Turancı idi. Semitik bir Turancı, yani ırkçı! Bu günkü deyimle, bir kafatasçı idi.” (Age. Sayfa: 81)

Halide Edib Suriye’ye vazifeli olarak gönderiliyor; Türk kültürünü yaymak için mektepler açmak, Arap çocuklarına Türkçe öğretmek, Türklüğü sevdirmek ve bu suretle Suriye Türkleşecek yani bir nevi Türk misyoneri ve iyi niyet elçisi olarak çalışacak…

Mektep açılıyor fakat talebesi bulunmuyor. Cemal paşanın telkini ve babasının zorlamasıyla, Münevver Ayaşlı 3 ay kadar bu mektebe gidiyor, kendi ifadesi ile bir gün dahi ders görmüyor. Bu 3 ay zarfında, mevzusu tamamıyla Tevrat’tan alınma, müziği de Lübnanlı bir bestekar Vedia Sabra tarafından bir opera besteleniyor. Operanın ismi “Kenan Çobanları”. Bu opera sahneleniyor ve valiler, kumandanlar, polis müdürleri huzurunda oynanıyor.

Ayaşlının, “gördüklerim işittiklerim bildiklerim” adlı kitabından, bu hadisenin yorumunu noktasına, virgülüne dahi dokunmadan aynen aktarıyorum: “Bu Kenan Çobanları operası benim içimi çok burkmuştu ve acı acı düşündürmüştü. Zira bu temsil, memleketin mukadderatını ellerinde tutan kimselerin önünde fütursuzca ve küstahça oynanıyordu. Bu temsil İsrail’in bir habercisi, bir müjdecisi idi… Allah hiçbir milleti, kaba saba, kültürsüz, idraksiz, cahil idarecilerin eline koymasın, zira izmihlal muhakkak…

Avanak avanak hepsi bu operayı seyrettiler, hiçbirinin aklından bir şüphe bile geçmedi. İdarecisi olsun, kumandanı olsun, aydını olsun, hiç birisi Halide Edib hanıma nezaketle olsun şöyle bir sual soramadılar: - Hanımefendi, niçin başka bir mevzu değil de Tevrat’tan alınma bir mevzu seçtiniz? Siz yüklenmiş olduğunuz bir vazifenin tam aksi istikamette bir yol, bir gidiş tuttunuz ve İsrail propagandası yapıyorsunuz.

İşte gafiller, ahmaklar, korkaklar, küçücük bir kadından bu kadar bir soruyu bile soramadılar.

O gün, Halide Edib, her zamandan daha kendinden emin, daha gururlu ve daha mesafeli idi. Çok derinde, çok çok gizli de olsa, o gün Halide Edib gerçek benliğini saklayamamış, kim bilir, ekabirin ahmaklığından o kadar emindi ki, gelenlerin gaflet ve anlayışsızlığı ona cesaret ve cüret veriyordu. Üstün zekasıyla bu gelenlere ne kadar yüksekten bakıyordu.”

Yıllar yıllar sonra, bu hanımefendi milli kahraman diye birileri tarafından parlatıldı. Eserleri muhteşem eserler diye ders kitaplarına konuldu, filmler, diziler çekildi. Hal bu ki; Ayaşlı’nın ifadesiyle, “Din düşmanlığı, fanatizm ve tutulacak sakat yolun önderliğinden” başka bir şey yapmıyordu”.

Tarihimizi doğru öğrenmez isek; geleceğimizi istikamet üzerine, doğru bina edemeyiz.

Ne yazık ki, özellikle yakın tarihimiz diye bize anlatılanlar, çoğunluk itibarıyla uydurma ve çarpıtmalardan ibaretmiş. Ayaşlı’nın şahitliği bu nedenle çok önemlidir. Ayaşlı ile benzeri yerli ve milli insanları bulup, onların bizzat işittikleri, gördükleri ve bildiklerini açığa çıkartmamızın önemli bir vazife olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, gerçek tarihi öğrenme yolunda kararlı, küçük adımları atmaya karar vermiş bulunmaktayım.

Yalana tahammülüm kalmadı. Yeter artık, gerçek tarihimi öğrenmek istiyorum. Eğrisi büğrüsü, doğrusu yanlışı ile hakikatleri bilmek istiyorum. Geleceğimizin hakikatler üzerinden oluşturulmasını istiyorum…

Çok basit ve fakat hayati öneme haiz bir soru soralım; İsrail’in İran kapışmasında İran’ın içine sızmış İsrail ajanlarının neler yaptığını gördük. Allah göstermesin, İsrail ile biz kısa vadede kapışırsak (ki uzun vadede kesinlikle kapışacağız) acaba içimizde İsraillilere yardım edecek hainlerimiz var mıdır, yok mudur? Eminim ki İran’dakinin en az 100 katı hainimiz şu an içimizde mevcuttur.

O halde kritik görevlerdeki gizli Siyonistleri temizlemek, en az FETÖ mensuplarını temizlemek kadar elzem ve mühimdir.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Gürcan Onat, 18. 07. 2025, Üsküdar.

Dipnot:

*Bu yazıdan önce kaleme alınan; Gerçek Tarihimizi Öğrenme Yolunda Kararlı küçük Adımlar-1’in linkini, okumamış olanlar için burada paylaşıyorum:

https://gurcanonat54.blogspot.com/2025/07/gercek-tarihimizi-ogrenme-yolunda.html

**https://www.salom.com.tr/arsiv/koseyazisi/75859/halidenin-yahudi-babasi 

1 yorum:

  1. Yazınızdan çok istifade ettim. Çalışmalarınızın devamını merakla bekleyeceğim.

    YanıtlaSil

GERÇEK TARİHİMİZİ ÖĞRENME YOLUNDA KARARLI KÜÇÜK ADIMLAR-2 (HALİDE EDİB ADIVAR)

Münevver Ayaşlı’nın “işittiklerim gördüklerim bildiklerim” isimli hatırat nev'indeki eserinden*, Halide Edib Adıvar hakkında yazdıklarıy...