15 Temmuz 2022 Cuma

Hain FETÖ Kalkışmasının 6. Seneyi devriyesi münasebetiyle

İhanet 28 Şubat 1997’de başladı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, vatanını milletini canından aziz bilip; görevini en güzel şekilde yapmaya çalışan; şerefli haysiyetli dindar insanları, 28 Şubat post modern darbesinin, hain BÇG çetecileri tarafından bünye dışına itildi…

Boşalan kadrolara FETÖ’nün sinsi yılanları yerleştirildi. Bu sinsi yılanlar çok hızlı ürediler ve yayıldılar.

ABD’den aldıkları güç ve yardımlarla TSK’nde çoğunluğu ele geçirdiler.

Sadece TSK’nde değil, Emniyet Teşkilatı, Yargı Kurumları başta olmak üzere devletin birçok kurumunda çöreklendiler.

TBMM’nde de yerlerini aldılar. Sadece bir parti içinde kümeleşmediler, farklı partiler içerisinde de yapılandılar. Hatta kendilerine prim vermeyen liderleri kumpaslar ile yerlerinden edip, kendi elemanlarını Başkan yaptılar.

Medya da kontrolleri altındaydı. Sağdan sola tüm yayın gruplarına sızdılar.

Bir tek MİT üzerindeki planları istedikleri gibi gitmedi.

Bir de uzun adama etki edemiyorlardı…

MİT Başkanı ve uzun adam üzerinde kumpaslar denediler; uzun adam ferasetiyle tuzaklarını bozdu.

Gençlik üzerinden dış destekli gezi kalkışması denediler; uzun adam bunu da yemedi…

Rahmetli Erbakan ile oldum olası yıldızları barışmamıştı, baş iblisin. Erbakan hiç yanına yaklaştırmadı, hoca müsveddesini…

AKPARTİ kurulunca bunu fırsat bilip, hemen içine çöreklendiler. Epeyce, milletvekili kılığında zehirli yılanlarını meclise gönderdiler. Lakin uzun adama bir türlü tesir edemiyorlardı. En yakın kurmay kadrolarına kadar sızdılar, ama yine de başarı elde edemediler.

Son çare; artık, kalkışma idi…

15 Temmuz 2016 günü geldi, çattı.

Yıllardır, bu gün için hazırlanmışlardı. Müttefikleri ya da sahipleri olan ABD ile ilmek ilmek örmüşlerdi, kalkışmanın nasıl yapılacağını. Tüm kurmayları ile en ince detaylarına kadar çalışmışlardı. Başarısızlık mümkün değildi…

Sinirler iyice gerilmişti…

Heyecan son haddindeydi…

Uyanmakta olan dev artık sonsuza kadar uyutulacak, Osmanlının son zamanlarında ezilememiş olan başı bu sefer tamamen ezilecek, bir daha asla ayağa kalkamayacak hale getirilecek, ümmetin son ümidi de yer ile yeksan edilecekti…

Hainler her şeyi hesaba kattılar her şeyi hesapladılar, ancak hesap edemedikleri, atladıkları sadece tek bir şey kalmıştı ki en önemli olan da buydu, aslında.

Zira O dilemez ise hiçbir şey olamazdı!

Onlar, Allah Teâlâ’nın muradını hesaba katmadılar. Onlar, Allah Teâlâ’yı hiç düşünmediler.

Allah Teâlâ, bu hadimi din olan milleti merhumeyi yalnız bırakmadı…

Hainlerin planlarını kendi başlarına geçiriverdi.

O gece, adeta ümmeti Muhammed’in kalplerine bir ilham ı umumi ile vatandaşlarımızın, sorgusuz sualsiz sokağa fırlamalarını nasip etti. Selalar gürül gürül gökyüzünü inletirken, millet bir kez daha kahramanlık destanı yazmaya başlamıştı bile…

Darbe kalkışması daha başlarken bitmişti. Artık yapılacak bir şey kalmamıştı; can havliyle, sadece katliam yapabilirlerdi. Ve onu yaptılar. 252 canımızı şehit ettiler.

ASDER Yönetim Kurulu olarak o gün, aylık Yönetim Kurulu toplantımızı yapmıştık. Dönüşte, Boğaz Köprüsünden geçerken tankları görmüş, sebebini anlamaya çalışmıştık. Evlerimize vardığımızda, televizyon yayınlarını izleyince hain kalkışmayı anladık.

Whatsapptaki birçok gruplarda birçok dernek, vakıf mensupları birbirleri ile haberleşerek, kendilerini sokaklara attılar.

Vatan Caddesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü halk tarafından koruma altına alındı. MAZLUMDER’li arkadaşlarım buradaydı. Saraçhanede, İBB binasına halk akın etti. Bir taraftan dalga dalga havaalanına doğru, insanlar sel olup aktılar.

Ben, bir taraftan televizyon başında kanal kanal gezerek, sıcak gelişmeleri takip etmeye çalışıyor; bir taraftan farklı arkadaşlardan gelen mesajları farklı bölgelerdeki arkadaşlarla paylaşıyor, adeta Savaş Harekât Merkezindeki gibi insanları yönlendirmeye çalışıyordum. Mesajlardan ve haber iletmekten başımı kaldıramadım.

Nihayet, sabaha doğru mesajlaşmalar biraz hafifledi; hemen abdestimi tazeleyerek, ev halkıyla helalleşip, dışarı çıkarken televizyonlar, hainlerin teslim olma görüntülerini vermeye başladılar.

ASDER olarak biz, 28 Şubat sürecinde darbelere karşı koyma planı yapmıştık. Bunu da ilan etmiştik. Özellikle o yıllarda, hain BÇG çetecilerinin post modern olarak, medya marifetiyle icra ettikleri darbelerini fiili darbeye çevirme söylentileri yayılmaya başlamıştı. Böyle bir hainlik karşısında biz, ASDER mensupları olarak, ne yapmamız gerektiğini konuşmuş ve bazı önemli kararlar almıştık. Zaten, BÇG çetecilerine karşı hınçlı olduğumuz için gözümüzü tamamen karartmıştık. İlk yapacağımız eylem, hepimizin arabalarımıza atlayarak, tankların geçiş güzergâhlarında yolları tıkamak olacaktı. Kesinlikle evde kalmayacak, sokakları tutacaktık.

BÇG çetecilerinin ASDER’i yakından takip ettiklerini biliyorduk. Çünkü ilk yayınladığımız “Ben Disiplinsiz Değilim” kitabını, bir Asteğmen göndererek satın aldırmışlar ve incelemişlerdi. Kendilerinin baş belalıları olacağımızı çok iyi biliyorlardı.

Nitekim aslında oldukça ödlek olan, hain BÇG çetecileri fiili darbeye geçemediler. Hükümeti düşürdükleri için amaçlarına ulaşmış olarak, kurdurdukları uşak hükümetleri aracılığıyla, milleti yıkım programlarını uygulatmakla meşgul oldular. ASDER olarak planımızı uygulayamadık.

15 Temmuzda da zaten halk kendini sokağa atmıştı.

Lakin eğer, bundan sonra bir daha darbe kalkışması olur ise; hiçbir ASDER’li evinde oturmayacak, hainlere karşı ne gerekiyor ise yapacaktır. Bütün hainlerin dikkatine…

Gerçi eminim ki; artık, asla darbe yapmayı akıllarından dahi geçirmeyeceklerdir.

Türkiye’de darbeler bir daha dirilmemek üzere, ebediyen toprağa gömülmüştür.

Fakat ben biliyorum ki iç ve dış düşmanlarımız rahat durmayacak, şahlanan bu milleti durdurmak için ellerinden gelen tüm kaos planlarını yapacak ve yeni tertipler kuracaklar.

Biz de bunları bozmak içim tüm gücümüzle çalışacağız.

Son olarak şunu ifade etmeliyim ki; bugün Saraçhane parkında Cumhurbaşkanını dinlemeye gelen milletimin ruh halini görünce, değil uşakları ABD’ndeki sahipleri gelse, bu millete vız gelip tırıs gideceğine yakinen şahit oldum.

Allah Müminlerin yar ve yardımcısıdır.

Gürcan ONAT, 15.07.2022, 22.00, Fatih. 

ÇEVİK BİR-28 ŞUBAT-İSRAİL ÖRGÜSÜ

 “Middle East Forum” isimli bir web sitesi var. Bu sitede 2002 yılında “İstikrar İçin Formül: Türkiye Artı İsrail” başlıklı bir makale yayın...