Yine bir gece yarısı bildirisi.
Yine darbe
hevesi, yine darbe heveslileri...
Bitmedi
güzel ülkemin güzel insanlarının kutlu yürüyüşlerinde destek yerine köstek
olmaya çalışanları, ayaklarına pranga vurmak isteyenleri...
Bitmedi
güzel ülkemin ahmakları, hainleri, dangalakları...
Evet, 3
Nisan 2021 Cumartesi günü gece yarısı 104 emekli amiral bir bildiri
yayınlıyorlar. Tamamen siyasi ve hükümete gözdağı niteliğinde...
Şimdi biz bu
104 emekli amiral için; "vay ahmaklar" deyip, geçiştirecek miyiz, bu bildiriyi?
Hiç umursamayacak mıyız? Elbette hayır.
Üzerinde
uzun süre çalışılmış, çok ince ayarlar yapılmış, zekice planlanmış, son derece
bilinçli ve organize bir muhtıra. Bir yerlerden destek aldığı ve bir yerlere
derin mesajlar gönderdiği çok aşikar...
Bu 104
emekli amiral öyle ahmak falan değiller, kendilerini çok zeki zanneden narsist
kişilikler.
Darbeci
oldukları ve darbe hevesinde olduklarında hiç şüphe yok. 28 Şubat postmodern
darbecilerine selam çakıyorlar, adeta; sizin tamamlayamadığınızı biz
tamamlayacağız, mesajı veriyorlar.
Ülkemizde
demokrasi tüm kurum ve kuralları ile işlemektedir. Bu 104 emekli amiral eğer
gerçekten vatansever ve gerçekten ülkenin menfaatlerini düşünen insanlar idiyseler
yapılacak şey, izlenecek yol belliydi. Ya bir siyasi partiye üye olup, hukuk
çerçevesinde, demokratik yollarla istedikleri gibi muhalefet yapacaklardı, ya
da yasal bir dernek kurup, dernek faaliyetleri olarak; sempozyumlar, paneller,
incelemeler, araştırmalar, raporlamalar ne isterlerse yapıp, kamu ile
paylaşacaklardı. Ama böyle gizli gizli bir araya gelip, gece yarısı muhtıra
vermeye, kendince kruvazörlerinden salvolara hiç bir hak ve salahiyetleri
yoktur. Yaparlarsa, ben de o zaman; "sen kimsin ulan!" derim.
Kimsin lan
sen?
Her aklına
esen bir orduevi çetesi oluştursun, sonra gece yarısı muhtıra versin.
Oh ne ala
memleket.
Cumhuriyet
savcılarımızı göreve davet ediyorum. Bu adamlar hakkında soruşturma
başlatılmalıdır. Hatta yurt dışına çıkışları kontrol altına alınmalı,
kaçmalarına fırsat verilmemelidir.
Bu 104
emekli amiralin son 6 ay içerisinde yaptıkları bütün görüşmeler incelenmelidir.
Kimlerle ne zaman, ne toplantıları yapmışlar, yurt içinden ve yurt dışından
kimlerle ilişki içerisine girmişler, her şey ortaya dökülmelidir. Ondan sonra Türkiye
Cumhuriyeti Mahkemelerinde hesaplarını vermelidirler.
Lakin şu da
göz ardı edilmemeli ki; bu darbe heveslisi 104 emekli amiral yalnız değiller.
Bunların destekçileri ve artçıları kesinlikle vardır. Bu muhtırayı masum bir
fikir özgürlüğü gibi gösteren herkes takip altına alınmalıdır. Bu tür eylemler
aynı zamanda yoklama niteliğindedir. Ufak ufak denemelerdir. Yani arkadan gelecek,
yine 15 Temmuz nevinden, büyük kalkışma öncesi yapılan nabız yoklamalarıdır.
Mesela; dikkatimizden belki kaçtı, geçtiğimiz haftalarda 28 Şubat postmodern
darbesinin mimarlarından biri olan, eski rütbesi ile orgeneral ancak yeni
rütbesi ile Er Çetin Doğan ile güya bir röportaj yayınlandı. Darbeden suçlu
bulunmuş ve müebbet hapis cezasına çarptırılmış, rütbeleri sökülmüş bir suçlu,
sanki hiçbir şey olmamış gibi gayet rahat ve yüzsüz bir şekilde konuşturuldu.
Bunlar hep nabız yoklamaları ve denemelerdir. Bunu da asla unutmayalım.
Darbenin
kökünü tam anlamıyla kurutmak ve bir daha asla darbe olmamasını istiyorsak,
bataklığın da kurutulması gerekmektedir. En büyük bataklık hala açık ve
sivrisinek üretmeye devam etmektedir. Fenerbahçe Orduevinden bahsediyorum.
Özellikle Fenerbahçe Orduevi ve büyük şehirlerdeki orduevleri darbecilerin
buluşma ve organizasyon yerleri olarak işlev görmeye devam etmektedir.
Öncelikle Orduevlerinin müdürleri muvazzaf subay değil sivil müdür olmalıdır.
Sivil Müdürler MİT tarafından özel istihbarat eğitimine alınmalı, orduevlerinde
toplantılar, buluşmalar takip edilmelidir. Başka türlü bitirilemez.
2.
Abdülhamit devrinden beri, ne acıdır ki ülkemizde satılmış paşalar çıkmış,
kendi ülkelerinin değil yabancıların menfaatleri için çalışmışlardır.
Onlar
vazifelerini yapacak biz de vazifemizi yapmaya devam edeceğiz.
Onlar
yıkmaya, bozmaya çalışacaklar, biz de yıktırtmayacak, bozdurtmayacağız, Allah'ın
izniyle.
Yazımı ASSAM
Genel Başkanı Emekli General Adnan Tanrıverdi'nin sözleri ile tamamlamak
istiyorum: "Bu açıklamaya imza koyanlar, farklı medeniyetlerin ülkemizdeki
uzantılarıdır. Çağın gerisinde kalmış, demokrasiden ve milletin manevi
değerlerinden nasibini almamış kişilerin oluşturduğu, bu milletin kendilerine
sağladığı rütbe, makam, mevki ve maddi imkanı millete karşı kullanmaya çalışan
zihniyetin sahipleridir. Milli iradeye saygıları varsa yetkiyi milletten alma
cesaretini göstermelidirler. Ülkemiz,kuru gürültüye pabuç bırakacak,
gölgesinden korkan kukla idareciler dönemini çoktan geçmiştir. Millet
Devletinin arkasındadır".
Nokta.
Gürcan Onat, 04.04.2021, 18.00, Fatih, Ev.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder