Bugün 28 Şubat; yani post modern darbenin 24. seneyi devriyesidir. Bu vesile ile önce darbecileri ve destekçilerini lanetle anmayı insanlık adına vazife telakki ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Otuzlu yaşların altında olan gençlerin bihaber
oldukları, eğer biraz meraklı iseler, yıldönümlerindeki programlardan anlamaya
çalıştıkları, şiddetli zulüm yıllarının üzerinden tam 24 yıl geçti.
Önce Silahlı Kuvvetlerde başlamıştı. Fişlemeler,
sorgu sualler, tehditler ve YAŞ kararları ile re'sen emekli edilmeler.
Sonra üniversitelerde kızlarımıza baş örtüsü zulmü
olarak devam etti. Olmadık rezillikler, aşağılamalar, ikna odaları ve okullarından
kayıtlarının silinmeleri.
Daha sonra tüm kamu alanlarına sıçradı ve en son
olarak da seçimle iş başına gelmiş hükümetin alaşağı edilmesi.
28 Şubat post modern darbesi hakkında çok şeyler
söylendi, yazıldı, çizildi. Ne kadar yazılsa çizilse azdır, elbette. Hatta şunun
da mutlaka yapılması lazım ki; dizi film olarak o yaşananlar işlenmelidir. İyi
bir senaryo ile sadece ülkemizde değil, dünyada ses getireceğine inanıyorum.
Ancak ben bu yazımda, en azından kendi adıma, biraz
daha farklı bakmak istiyorum.
Darbeyi yapan TSK içinde yuvalanmış olan Batı
Çalışma Grubu çetesi mensupları yargılandılar ve hak ettikleri cezaları
aldılar. Lakin gözden kaçan çok önemli bir konu var ki; BÇG mensupları bu
darbede yalnız değillerdi. En önemli destekçi ve ortakları medya mensuplarıydı.
Evet 28 Şubat darbesi diğer darbelerden farklı olarak, kendi ifadeleriyle post
modern darbe özelliğini, bu medya ile işbirliği halinden alıyordu. Darbeyi
fiilen yapan BÇG çetesi hesabını verdi, lakin ortakları olan medya çetesi hala hesap
vermedi! Sadece bu kadar da değil, BÇG çetesinin ortağı olan medyadaki
silahşorları da aslında kendi başlarına hareket edebilme imkan ve kabiliyetine
sahip kişiler olmadıkları için, bunların tasmasını tutan güçlü iş adamları ve
onların da ipleri ellerinde olan yurt dışındaki asıl büyük şeytanları vardı,
elbette. İşte bunların hiçbirisinin peşine düşülmedi.
Kendi mütevazı köşemden açıkça ifade ediyorum ki;
eğer bütün suçlular açığa çıkartılmaz ise, bu iş yarın tekrar başımıza
gelecektir. Şu an hükümetin, milletini arkasına almış olmasından mütevellit
gücü nedeniyle, bu aşağılık sefillerin her ne kadar sesleri çıkamıyorsa da,
yarın fırsat bulduklarında, kılıçlarını çekeceklerinden hiç kuşkumuz
olmamalıdır.
15 Temmuz kalkışması da 28 Şubatın devamı
niteliğinde bir darbe denemesiydi. Hatta 28 Şubattan ders alınmış şekliyle;
daha sinsi, daha planlı ve adeta ilmik ilmik örülmüş, kılcal damarlara kadar sızdırılmış haşhaşileriyle son vuruşun indirilip, devleti
göçertme projesiydi. Nasıl 28 Şubat artık arşı alaya çıkan mazlumların
feryatlarıyla, gayretullaha dokunması nedeniyle, cenabı Allah'ın kalplere
tecellisi neticesinde, yeni bir oluşum ile milletin toparlanmasına vesile
olduysa, bu sefer de yine Allah Teala'nın, İslam'ın son sancaktarı olan milleti
merhumeye rahmet edip, darbecileri paniklettirerek, kalkışmayı erken başlattırmak
suretiyle, kendi ayaklarına dolaması neticesinde asrın en büyük felaketinden kurtulmuş olduk.
Lakin bir olur, iki olur, biz de üzerimize düşeni
yerine getirmez isek, başımıza gelenlerden dersimiz almaz isek, bu sefer çok
daha büyük felaketlere duçar olabiliriz. Allah muhafaza.
Yapılacak şey bellidir. Tüm belgeler arşivlerimizde
mevcuttur. Darbe destekçileri de, ortakları da acilen yargı karşısına
çıkartılmalıdır. Kim varsa; zamanın milletvekillerinden, iş adamlarından, kamu
görevlilerinden, medya dünyasından, v.s hepsi hesabını vermelidirler. Aslında
gerçek darbeci onlardı.
Hep göz önünde olduğu için ve icraatı yapan olarak
onlar görüldüğü için, sürekli TSK içindeki küçük şeytan BÇG lanetlendi ve
yargılandı. Lakin size belki garip gelecek ama bu darbede belki en saf taraf
onlardı. Ben de asker olduğum için iyi tanırım, hatta ciğerlerinin içini
bilirim desem, mübalağa etmiş olmam. Bu insanlar Anadolu'nun bağrından çocuk
yaşlarında askeri liselere veya harp okullarına gelmiş, memleketin saf
evlatlarıydı. Yürekleri memleket için çarpan, fedakar, cesur, yiğit
çocuklarıydı. Bir kısmının beyinleri işlendi, zihinleri bulandırıldı, akılları
karıştırıldı. Belli makamlara gelince de, dışarıdan gelen iltifat ve riyakar ve
hilekar yaklaşımlar neticesinde, güya memleketi kurtardılar. Aslında belki de
gerçekten memleketi kurtardıklarını sanıyorlardı, en azından bir kısmı. Çünkü
onlara birileri, dostu düşman düşmanı dost olarak görmelerini sağlatabilmişti.
Yani ordu içerisindeki BÇG mensubu kahraman Anadolu çocukları ülkelerine hizmet
ettiklerini sanıyorlardı. Yani yargılanmış, suçlu bulunmuş ve cezalarını almış bu insanlara, kandırılmış zavallı ahmaklar
dersek, tam olmasa bile, bir miktar
isabet etmiş olabiliriz. (Bu durum suçlarını azaltmaz)
Fakat medya mensupları öyle değil. Medya içinde
yuvalanmış olan darbe destekçileri kelimenin tam anlamıyla halk düşmanı ve
ruhlarını dışarıya pazarlamış; vatansız, kişiliksiz, rezil, sefillerdir.
Hele ki büyük iş adamları içerisinde dış dünyadaki
küreselcilerle, mason teşkilatlarıyla ve veya benzerleriyle bağlantıları olan hainler
ise, bu milletin tam anlamıyla baş belalarıdır. Asıl büyük musibet bunlardır. Bu
beladan kurtulmadığımız sürece, darbeleri bitirmemiz mümkün olamayacaktır.
Son söz olarak sayın Cumhurbaşkanımıza seslenmek
istiyorum; Allah rızası için tüm darbe destekçilerini ortaya çıkartın, en
azından üzerlerine kararlı bir şekilde yürümeye başlayın, görelim Mevla neyler
neylerse güzel eyler.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Gürcan Onat, 28 Şubat 2021.
Tebrik ediyorum,Gürcan bey.Çok mühim bir hedefi işaret etmişsiniz.Görelim Mevlâ neyler...
YanıtlaSilÇok yerinde tespitler doğrusu. Dizi fikri de güzel. Temel problemlerimizden biri de bu yaşananları genç kuşağa doğru biçimde aktaramamiz.
YanıtlaSilKalemine sağlık olsun
YanıtlaSilDuyarlı olmamız gerekiyor.Çok doğru tesbitler. Medyada fırsat bekleyen beyin ve vicdanları zehirlenmis yazar ve patronlarına Rabbim bir daha fırsat vermesin. Mustafa Cabi
YanıtlaSilBu hainler köpekler hiç bir zaman boş durmayacak. Gençlerimize Devlet otoritesi ve milletcek sahip çıkalım. Boş kafalara zehirli fikirlerini sokmamaları için vatan millet Allah sevgisiyle doldurursak... zehirli fikirlerini yerleştirmeler.
YanıtlaSil