15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasının yaşandığı son darbe teşebbüsünden tam yedi yıl geçti. Bugün çok rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, darbeler artık ülkemizde bitmiştir. Bundan sonra, hiç kimse Türkiye'de darbe teşebbüsünde bulunamayacaktır.
Eğer
bulunmaya kalkan olursa, yine minarelerden salalar gökleri çınlatırken, milletimiz
yeni destanını yazmakta hiç tereddüt göstermeyecektir!
Bu milletin
ruh halini sağır sultan bile duydu ve idrak etti, gayri.
Fakat, bir
yanlış anlaşılmaya da sebebiyet vermeyelim. Darbeler bitti derken, darbe heveslileri
bitti demiyoruz, elbette...
İçte ve
dışta!
Tabii ki,
meşru yoldan iktidara gelemeyen kifayetsiz muhterisler farklı yollar
arayacaklar ve hiçbir ittifak bulamazlar ise darbe yollarını da
zorlayacaklardır. Lakin, bu arayış, küçücük beyinlerinde, kendi kendilerini
bunalıma sokmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Son ve en
önemli fırsat FETÖ yapılanmasıydı. Dünyanın hiçbir ülkesinde, bu kadar devlet
içine sızabilen; silahlı kuvvetlerin kumanda merkezine yerleşebilen, emniyet
teşkilatını neredeyse tamamen kapatan, yargı müessesesini kontrol altına
alabilen, iş dünyasını etkileyen, halkın gözünde dindar intiba bırakmak
suretiyle kabul edilir olabilen, başka bir terör örgütü olmamıştır.
Siyaset
arenasında, bir çok siyasi parti liderlerini tesir alanlarına almışlardı. Rahmetli
Necmettin Erbakan'a hiç yaklaşamadılar. Bir de uzun adamı kullanamadılar.
Bu kadar
devlet içine sızmış bir örgütün başarılı olamaması için sadece bir tek şey
gerekiyordu: Allah'ın yardımı!
Allah Teala,
bu necip millete Rahmetiyle tecelli etti, hainlerin tuzaklarını kendi başlarına
boca etti.
Bir panik,
darbe saatini gece üçten akşam dokuza çekince kendi ayaklarına sıkmış oldular.
Eğer, gece
üçte kalkışmış olsalardı. Ya başarılı olmuş olacaklardı. Ya da şehit sayımız
251 değil belki 251.000 olacaktı. Belki, iç savaş çıkmış olacaktı. Ki, bu durum
zaten pusuda bekleyen NATO görünümlü ABD ve İngilizlerin bekledikleri fırsat
olmuş olacaktı. Ondan sonrasını, düşünmek dahi istemiyorum.
Gittikçe
güçlenen Türkiye'yi durdurmak isteyen, hakim güçler; yeni planlar bulmakta ve
devreye sokmakta pek fazla ihmalkar davranacak değiller, muhakkak. Son ve en
çok güvendikleri FETÖ ellerinde patlayınca, daha tiziz olacakları da
muhtemeldir. Zira, altmışlı yıllardan beri denemedikleri aparat kalmadı,
aslında. Sağ sol kavgası tuttu ama daha çok gençler arasında ve bir dönemdi, kapandı gitti. Alevi Sünni
kavgasını çok kaşıdılar ama hiç tutturamadılar. Anadolu irfanı bu oyunun
üstesinden gelmeyi başardı. Türk Kürt kavgasına tüm güçleri ile yüklendiler, fakat
sadece bir terör örgütü çıkartabildiler, onu da çoğunlukla Ermenilerden destek
almak suretiyle. Artık, can çekişen terörün de son nefesini vermek üzere
olduğunu çok iyi biliyorlar. FETÖ ellerinde patlayınca, tüm muhalefet
partilerini birleştirip akılları sıra demokratik atraksiyon denediler ama
yanlış ata oynayınca, halkımızın ferasetiyle tüm planları suya düştü.
Neticeyi
kelam; darbeler bitmiştir, darbeciler bitmemiştir.
Bürokrasinin
içlerinde ve iş dünyasında saklı bir halde hayatlarını idame ettiren Sabatay'cılar
ile Masonlar sessiz bekleyişlerini sürdürmektedir. Geçmiş yıllarda, ekonomik
darbe ufak çapta denenmiş olsa da can alıcı bir şekilde, henüz tam olarak kullanılmamıştır.
Bu nedenle;
ne olursa olsun, gevşeklik ve gaflet göstermemek, har daim istim üstünde olmak,
bekamız için, vatanımızda hür ve bağımsız yaşayabilmemiz için önemini halen muhafaza
etmektedir.
Allah, yar
ve yardımcımız olsun.
Gürcan Onat,
16,07,2023, Fatih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder